Katı atık, genel olarak sıvı veya gaz halinde olmayan ve artık kullanılmayan, atılması gereken her türlü maddeye verilen addır. Sanayileşme, kentleşme ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimler katı atık miktarının ve çeşitliliğinin artmasına neden olmuştur. Bu durum, çevre ve insan sağlığı üzerinde önemli sorunlara yol açmaktadır. Katı atık yönetimi, bu sorunları en aza indirmek ve atıkları ekonomik değere dönüştürmek için uygulanan stratejiler bütünüdür.
Katı atıklar, kaynağına, içeriğine ve tehlike potansiyeline göre farklı şekillerde sınıflandırılabilir. En yaygın sınıflandırma türleri şunlardır:
Evsel katı atıklar, konutlardan ve ticari işletmelerden (restoranlar, ofisler vb.) kaynaklanan atıklardır. Bu atıklar genellikle gıda atıkları, kağıt, karton, plastik, cam, metal, tekstil ve bahçe atıklarını içerir.
Endüstriyel katı atıklar, üretim süreçleri, imalat, madencilik ve inşaat faaliyetleri gibi endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan atıklardır. Bu atıklar, üretim süreçlerine bağlı olarak farklı kimyasal maddeler, metaller, plastikler, kağıtlar ve diğer malzemeleri içerebilir.
Tıbbi atıklar, hastaneler, klinikler, laboratuvarlar ve diğer sağlık kuruluşlarından kaynaklanan atıklardır. Enfekte olmuş veya potansiyel olarak enfekte olmuş malzemeler, kesici-delici aletler, patolojik atıklar ve farmasötik atıklar bu kategoriye girer.
Tehlikeli atıklar, insan sağlığına ve çevreye zarar verme potansiyeli taşıyan atıklardır. Yanıcı, patlayıcı, aşındırıcı, toksik, kanserojen veya radyoaktif özelliklere sahip olabilirler. Kimyasal maddeler, piller, boyalar, çözücüler, pestisitler ve asbest içeren atıklar bu kategoriye dahildir.
İnşaat ve yıkıntı atıkları, inşaat, tadilat ve yıkım faaliyetlerinden kaynaklanan atıklardır. Beton, tuğla, seramik, ahşap, metal, plastik ve diğer inşaat malzemelerini içerebilir.
Tarım atıkları, tarım faaliyetlerinden kaynaklanan atıklardır. Bitkisel atıklar (saplar, yapraklar, dallar), hayvansal atıklar (gübre, ölü hayvanlar), ambalaj malzemeleri ve pestisit kapları bu kategoriye girer.
Katı atık yönetimi, katı atıkların toplanması, taşınması, işlenmesi, geri kazanılması ve bertaraf edilmesini içeren bir süreçtir. Amaç, atıkların çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek ve atıkları ekonomik değere dönüştürmektir. Katı atık yönetimi stratejileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Atık oluşumunun önlenmesi ve azaltılması, katı atık yönetiminin en önemli adımlarından biridir. Tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi, ürünlerin daha uzun ömürlü olması için tasarlanması, ambalaj kullanımının azaltılması ve atık üretimini azaltan teknolojilerin kullanılması bu kapsamda yer alır.
Yeniden kullanım, atık haline gelmiş bir ürünün aynı amaçla tekrar kullanılmasıdır. Cam şişelerin tekrar doldurulması, plastik kapların saklama kabı olarak kullanılması ve giysilerin ikinci el olarak satılması yeniden kullanıma örnek olarak verilebilir.
Geri dönüşüm, atık malzemelerin yeni ürünlere dönüştürülmesidir. Kağıt, cam, plastik ve metal gibi malzemeler geri dönüştürülebilir. Geri dönüşüm, doğal kaynakların korunmasına, enerji tasarrufuna ve atık depolama alanlarının azalmasına katkı sağlar.
Kompostlama, organik atıkların (gıda atıkları, bahçe atıkları) mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılarak gübreye dönüştürülmesidir. Kompost, toprak verimliliğini artırmak için kullanılabilir.
Enerji geri kazanımı, atıklardan enerji üretilmesidir. Atıkların yakılmasıyla elde edilen ısı enerjisi, elektrik üretimi veya ısıtma amaçlı kullanılabilir. Biyogaz üretimi de atıklardan enerji geri kazanımı yöntemlerinden biridir.
Düzenli depolama, atıkların çevreye zarar vermeyecek şekilde özel olarak tasarlanmış depolama alanlarında bertaraf edilmesidir. Düzenli depolama alanları, sızıntıların önlenmesi ve metan gazı emisyonlarının kontrol altına alınması için özel önlemler içerir.
Yakma, atıkların yüksek sıcaklıkta yakılarak hacimlerinin azaltılması ve enerji elde edilmesidir. Yakma, atık depolama alanlarının azalmasına yardımcı olabilir, ancak hava kirliliğine neden olabileceği için dikkatli bir şekilde kontrol edilmelidir.
Katı atıkların kontrolsüz bir şekilde bertaraf edilmesi, çevre ve insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açabilir.
Toprak kirliliği, atıklardan sızan kimyasal maddelerin ve ağır metallerin toprağa karışması sonucu oluşur. Toprak kirliliği, bitki örtüsünün zarar görmesine, toprak verimliliğinin azalmasına ve yeraltı sularının kirlenmesine neden olabilir.
Su kirliliği, atıklardan sızan kirleticilerin yüzey sularına (nehirler, göller) ve yeraltı sularına karışması sonucu oluşur. Su kirliliği, su kaynaklarının kullanılabilirliğini azaltır, sucul yaşamı tehdit eder ve insan sağlığı için risk oluşturur.
Hava kirliliği, atıkların yakılması veya depolama alanlarından yayılan gazlar sonucu oluşur. Hava kirliliği, solunum yolu hastalıklarına, astıma ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.
Katı atıklar, hastalık taşıyan böceklerin ve kemirgenlerin üreme alanları olabilir. Bu durum, enfeksiyon hastalıklarının yayılmasına ve salgınlara yol açabilir.
Görsel kirlilik, atıkların çevreye rastgele atılması sonucu oluşan estetik olmayan görüntülerdir. Görsel kirlilik, yaşam kalitesini düşürür ve turizm faaliyetlerini olumsuz etkileyebilir.
Türkiye'de katı atık yönetimi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Belediyeler, katı atıkların toplanması, taşınması ve bertaraf edilmesinden sorumludur. Türkiye'de katı atık yönetimi konusunda son yıllarda önemli gelişmeler kaydedilmiş olup, geri dönüşüm oranları artırılmaya çalışılmaktadır. Ancak, atık depolama alanlarının yetersizliği ve kaçak dökümler hala önemli sorunlar arasındadır.
Gelecekte katı atık yönetiminde, atık oluşumunun önlenmesi ve azaltılması, geri dönüşüm oranlarının artırılması, atıklardan enerji geri kazanımının yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir atık yönetimi uygulamalarının benimsenmesi önemli olacaktır. Ayrıca, döngüsel ekonomi prensiplerinin benimsenmesi ve atıkların kaynak olarak değerlendirilmesi de gelecekteki katı atık yönetiminin önemli bir parçası olacaktır.